|
Diskojenik Bel Ağrısı (Temmuz 2011 Olgusu)
40
yaşında kadın hasta bel ağrısı ve zaman zaman olan sol bacak
ağrısı yakınmasıyla başvurdu. Ev hanımı olan hastanın bel
ağrısı
yakınmalarının 4 yıl önce başladığı, çeşitli defalar uygulanan fizik
tedaviden ve ilaç tedavisinden yarar görmediği ve ağrı nedeniyle artık
günlük yaşantısını normal bir şekilde sürdüremediği öğrenildi.
Başvurduğu sırada 1.74 m boy ve 68 kg vücut ağırlığına sahip hastanın
öneri üzerine kilo verdiği ve bel egzersizleri yaptığı, ancak bu
önlemlerin ağrıyı gidermeye yeterli olmadığı saptandı.
Hastanın muayenesinde belde basmakla lokal hassasiyet dışında bulgu
saptanmadı. Öne eğilmekle artan, belin her iki yanına yayılan, yatmakla
rahatlayan, oturmakla artan künt bir bel ağrısı tanımlanıyordu. Bel
ağrısı şiddeti VAS (vizüel analog skala) 10 üzerinden 6 olarak ölçüldü.
Nörolojik muayenesi normaldi.
Hastanın MRG (Manyetik
Rezonans Görüntüleme) incelemesinde L4-L5
diskinin siyahlaştığı ve bu mesafede anulus fibrozusta yırtık
olduğu saptandı. Fonksiyonel direkt
grafilerinde instabilite bulgusu saptanmadı.
|
Hastanın T2
ağırlıklı lomber MRG incelemesinde L4-L5
diskinin dejenerasyon nedeniyle su içeriğinin azalmasına bağlı olarak
siyahlaştığı görülmektedir. Bu mesafede posterior anulus fibrozusta
noktavari bir parlama şeklinde görülen yüksek sinyal intensitesi (HIZ:
high intensity zone) izlenmektedir ve bir anuler
yırtıkla uyumludur. |
Hastanın T2
ağırlıklı aksiyal MRG kesitlerinde belirgin bir disk herniyasyonu veya
foraminal darlık bulunmadığı, L4-L5
seviyesinde anulusta yüksek sinyal intensitesi olduğu
görülmektedir. |
|
|
Hastanın
fonksiyonel (fleksiyon/ekstansiyon) grafilerinde instabilite bulgusu
saptanmamıştır. |
Ameliyat
Gerekli
görüşmeler ve bilgilendirmeyi takiben ortak bir görüşe varıldı ve
ameliyat kararı verildi. Hastaya L4-L5 transpediküler stabilizasyon
yapıldı. Hasta yaşının genç olması göz önüne alınarak füzyon
amaçlanmadı, dinamik vidalar kullanıldı. Ameliyat sonrası resimler
aşağıda
sunulmaktadır. Herhangi bir komplikasyon gelişmeyen hastanın ağrıları
hızla düzeldi ve ameliyat
sonrası üçüncü gün hastaneden taburcu edildi. Halen
takibimizde
olan hasta, postop 1. yılında günlük yaşantısını sorunsuz olarak
sürdürmekte (VAS skoru: 0-1) ve ağrı kesici
kullanma gereksinimi duymamaktadır.
|
L4-L5 dinamik
stabilizasyon. |
Yorum
Bu hasta lomber diskojenik ağrıya tipik bir
örnektir. Hastanın ağrısı
omurganın yüklenmesiyle artmakta (oturma, ayakta kalma ve öne eğilme),
belin arkasından kuşak tarzında yanlara
doğru yayılmakta ve
yatmayla azalmaktadır. MRG incelemesi L4-L5 diskinin dejenere olduğunu
ve anulusta bir yırtık olduğunu göstermektedir. Tüm bu bulgular ağrı
kaynağının L4-L5 diski olduğu lehinedir. Bu tanıyı doğrulamanın en
kesin yolu provokatif diskografidir. Bu seçenek hastayla tartışılmış ve
gerekli görülmemiştir. Ağrı yaratan ve henüz hernileşmemiş bir diskin
tedavisindeki klasik seçenekler: konservatif tedavi (ilaç, istirahat,
fizik tedavi, kilo verme ve egzersizler), disk içi girişimler
(nükleoplasti, vd) ve füzyondur. Bu hastada konservatif tedaviler
başarısızlığa uğramıştır ve bir girişim gerekmektedir. Disk içi
girişimlerde başarı oranı düşük, füzyon ameliyatlarının ise
kısa
ve uzun dönem komplikasyon oranları nisbeten yüksektir.
Hastamızda uygulanan tedavi olan dinamik fiksasyon nisbeten
daha
yeni bir tekniktir. Burada, hastanın enstrumante edilen L4-L5
segmentinde kısıtlı bir harekete izin veren (semi-rijid), fakat ağrı
yaratan aşırı hareketleri ve diskin yük almasını azaltan kısmi bir
sabitleme sözkonusudur. Hastamızda uygulanan vida, vida başıyla gövdesi
arasındaki bir eklem sayesinde sagittal planda harekete izin veren
(fleksiyon/ ekstansiyon) vidadan-dinamik bir sistemdir. Dinamik
sistemler çok çeşitlidir ve tümü hakkında güvenli kullanımları
konusunda yeterli çalışmalar yapıldığı söylenemez. Dünya çapında
kullanımları bölgesel bazda değişken ve haklarındaki kanaatlar
çeşitlidir. Ülkemizde SGK kurumu 45 yaş altında bu sistemlerin
kullanımına izin vermektedir. Vidadan-dinamik sistemlerle
hastalarımızdaki sonuçlarımız son derece iyidir ve uygun seçilmiş
hastalarda yararlı olduklarını gözlemlemekteyiz.
|
|